Peynir Protein, özellikle tırnaklardan saç teline değin tüm hücrelerin önemli tek dengesel ve yapısal bileşenleri olan gıdalardır. Vücudun üretmiş olduğu enerjinin yaklaşık olarak %10 ila %15'i tüketilen besinlerden yani alınan proteinlerden sağlanmaktadır. Özellikle çocukluk döneminde gereği kadar protein alımı sağlıklı bir gelişme adına oldukça önemlidir. Yetişkinlerde de enerjinin yanı sıra hücrelerin onarımı için de proteine ihtiyaç vardır. Tüm nebat ve hayvan hücreleri tek miktarda protein barındırmasına karşılık, gıdalardaki protein miktarı oldukça fazla farklı değerlerde olabilmektedir. Peynir, B12, B2 ve A vitamini, çinko, fosfor, kalsiyum mineralleri bakımından oldukça önemlidir. Peynir bünyesinde barındırdığı konjuge linoleik adı verilen asit ile de kansere karşı koruyucu bir kalkan oluşturmaktadır.

Hayvansal besinlerden sağlanan proteinler, insan vücudunun ihtiyaç duyduğu anda hemen tüm amino asitleri barındıran ancak kırmızı et üst düzey protein barındırmasına rağmen dikkatli tüketilmesi gerekmektedir. Sebebi ise kötü kolesterolün (LDL kolesterol) neden olan doymamış yağ bakımından da bir hayli zengindir. Ancak aşırı miktarlarda doymuş yağ barındıran gıdaların dikkatli tüketilmesi, ilk önce kalp rahatsızlıkları olmak üzere önemli farklı hastalıklara da yol açma riskini en üst seviyelere çıkartır. Kırmızı ette de olduğu gibi protein bakımından zengin kaynaklara sahip olan ancak ilave olarak daha az miktarda yağ barındıran beyaz et yani hindi ve tavuk gibi kanatlılar ile balık tüketilebilir. Kümes hayvanları ve kırmızı et dahil şayet aşırı bir şekilde et tüketiyorsanız veya hiç yemiyorsanız, beslenme programınıza protein bakımından zengin içeriklere sahip olan sebzeleri ilave etmenizde fayda vardır. Hayvansal gıdalar, nebatlar benzeri ve vücut için gerekli tüm amino asitler bakımından uyumlu tek bir diyet şekli oluşturulmalıdır. Baklagiller, soya mahsulleri, kuru yemişler, tahıllar ve fasulye bitkisel protein bakımından oldukça zengin kaynaklara sahip besinler içerisinde yer almaktadır.